6 Mart 2015 Cuma

UYANIK TAŞRALI
Size tekrar merhaba diyebilmenin mutluluğuyla, derdimi anlatabilmek için, düşüncelerimi  yazmak istedim.
Önce ki yazılarımı okumayan dostlar için hikayeyi kısaca özetlemek istiyorum.
Aydın’ın Kuyucak ilçesine bağlı bin kusur nüfuslu bir çiftçi köyü olan Çobanisa Köyü’nde çiftçilik yapıyorum. Hızla ilerleyen teknolojinin gıda ürünlerine de musallat olmasıyla beraber köy yaşamı bir  ayrıcalık oldu. Çok şanslıyım. Sağlığım için, çocuklarımın sağlığı için en önemli faktör olan gıda ürünlerinin en tazesini, en güvenilirini tüketiyorum her gün. En taze ve en güvenilir, çünkü kendim üretiyorum. Soframda ne olduğunu biliyorum tüm gerçekliğiyle. Tabi ki kendimize fazla gelenleri eşimizle dostumuzla paylaşıyoruz ama ya ulaşamadıklarımız! Onlar biliyor mu ne tükettiklerini. Kendilerine, en doğalı diye çok güvenilir ve hijyenik diye televizyonlarda sunulan ürünlerin, üretim aşamalarından ne kadar haberdarlar. En basitinden meyve suyu. Tamamen doğal, yüzde yüz meyve denilen marka meyve suları, köyümde yetişen meyvelerin en hurdasından, pazara çıkmayacak şekilde olanından yapıldığının bilincinde mi? Hayır, değil. Ya da marketlerde, pazarlar da kendilerine sunulan ve her sabah sofraya taşınan zeytin nasıl tatlandırılıyor biliyorlar mı? Hayır, bilmiyorlar. Hele o fabrikadan çıkmış gibi sebze ve meyvelere ne demeli? Neler kullanılıyor da o renk ve standartta üretiliyorlar.
İşte bunları dert ettim kendime. Ben, eşim, çocuklarım ve köylüm bu tehlikelerden korunabilirken şehirdeki dostlarımız niye bu şiddete maruz kalıyor. Onların da bizim gibi sağlıklı ve doğal besinlere ulaşmaya hakkı var. Aldatılmaya değil.
Keşke insanlara ulaşıp onlara birer bahçe tahsis edebilsem, keşke insanlar bana ihtiyaçlarını iletebilse de ben onlar için yetişebildiğim kadar üretim yapabilsem de insanlar, ne yiyip içtiğini bilseler, hatta belki bu ürünlerin üretim sürecine bir yerinden ortak olmak bile isteyebilirler diye düşüne düşüne www.benimbahceden.com projesine hayat vermeye karar verdim. Ve yaptım da. Ha bunu yaparken hiç mi ticari kaygım yoktu? Tabiki ticari kaygımda var. Doğaldır ki benim de karşılamam gereken ihtiyaçlarım var.
İşte asıl dertli olduğum nokta burada başlıyor. www.benimbahceden.com u insanlara tanıtmaya başladığımda çok olumlu yorumlar aldım. Ama bir dostumuz ‘’uyanık taşralı mantığı değilse güzel bir proje’’ diye yorumlamış. Kendisine teşekkür ediyorum. Belki başkaları da uyanıklık diye düşünüyor olabilir ve bu sayede kendimi anlatabilirim.
Eğer amacım sadece birşeyler satmak olsaydı başka şeylerde satabilirdim yada gıda ürünleri satan çoğu firma gibi kim, nerde, ne üretiyorsa gider pazardan ordan burdan toplar sizlere görmediğim bilmediğim halde, vay çok doğal vay çok taze falan filan diye sunardım. Evet sunduğum ürünler belki gerçekten tazedir, belki gerçekten doğaldır ama sonuçta görmedim nasıl üretildiğini. Ya bir tek üretici bir tek ürüne, kullanmaması gereken bir tek kimyasal kullandıysa. Ve o bir tek ürünü bilmedende olsa bir çocuğa sunduysam. Ben bunu yapamam. Kendi tüketeceğimi alırım ama başkasına sunacağım ürüne kendi elim değmemiş ise veremem.

Ben istiyorum ki insanlar yediği domatesin dibine bir tas olsun su döksün yetişirken. Ben istiyorum ki bir biber fidanı toprakla ilk buluştuğunda nasıl boynunu büküp toprağa seriliyor ve sonrasında toprak onu kabul edip nasıl ayaklandırıyor görsün, ben istiyorum ki insanlar layık olduğu güzelliklere ulaşsın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder