5 Mart 2015 Perşembe

BİR PAYLAŞIM HİKAYESİ

BİR PAYLAŞIM HİKAYESİ
Adım Mehmet. 1980 yılının sıcak bir Temmuz gününde dünyanın en verimli ovalarından Büyük Menderes Ovası’nın Aydın ili Kuyucak ilçesi sırlarında kalan ova şöyle dağın eteklerine doğru sarmaya başladığında kurulu bin nüfuslu bir çiftçi köyü olan Çobanisa Köyünde doğdum. Rahmetli babamın ısrarlarına rağmen topraktan kopamayıp üniversiteyi ikinci dönemde terk ettim. Ve hala köyümde çiftçilik yapıyorum.
Çılgınca ilerleyen teknolojiye rağmen köyler gerçekten doğal kalmak için direniyor. Mesela annem benim doğum günümü ay, gün olarak değil de doğayla bilir. ‘Benim oğlum pamuk çapalama zamanında doğdu’ der. Baharın geldiğini takvimden değil, gece baykuşların, gündüz de kumruların ötmeye başlamasından biliriz. Evet, elektrik, araba, internet, televizyon vb. köylerde de artık olmazsa olmazlar arasında neredeyse.  Ama, hiç olmazsa insan ilişkileri ve gıda konusunda köyde yaşamak çok büyük şans.
Aydın Ovası muhteşem bir doğaya sahip. Görüntü olarak muhteşem diyemeyiz belki ama toprağına emek verirsen dört mevsimin dördünde de sana vermeyeceğim demez asla. İnsanı diksen bizim buraların toprağına insanıda yetiştirir.
Herkesin ya evinin bahçesinde ya da tarlasının bir köşesinde her mevsim sofrasını boş koymayacak meyve ve sebze bahçesi mutlaka vardır. Yazın yazlık, kışın kışlık herşeyimiz olur. Hem de ne olur bir bilseniz. O domatesin ve salatalığın kokusu, o biber ve patlıcanın közlemesi, o karpuzun suyu, ıspanağın marulun yaprakları, kendiliğinden çıkan ısırgan otunun mucizevi faydaları. Nerde buluruz köyümüzden başka.
Ama herkes sahip olsada bunlara ancak kendimize yetecek kadar ya da birazcık daha fazlasını ekip dikiyoruz. Kolay kolay hiç kimse satmak için sebze yapmaz bizim köyde. Fazlasını da kimseden kıskanmayız. Kentten şehirden eş dost gelir boş göndermeyiz asla. Paylaşırız güzellikleri. Bizim sofraları ilk tecrübe eden arkadaşlarımız sormadan edemez bu güzellikleri nereden sağladığımızı. Aldıkları cevap belli ‘bahceden, benimbahceden’.
Yine böyle bir gün sofrada arkadaşlarımızdan biri iç çekerek ‘keşke bizimde böyle ürünler üretebilme arkadaşlar sorduğunda benimbahceden diyebilme şansımız olsa’ dedi. Bende ‘gel arkadaşım tarlanın şu köşesine de sen ek, biç’ dedim. Ve öyle de yaptık.
İşte benimbahceden.com böyle bir paylaşım hikayesinin meyvesi olarak hayata adım attı. Şimdi emekliyor. Ayağa kalktığında kendi sebze meyvesini kendi bahçesinden isteyen herkese ulaşarak insanlarla çok büyük mutluluklar paylaşacak.

Sağlıkla, doğayla kalın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder